Bahçeli Bir Tehlikeyi İşaret Etti: Kaçınılmaz Hale Gelecek

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye’deki Esad rejiminin sona ermesinin ardından ilk kez açıklamalarda bulundu. İsrail’in Suriye topraklarındaki operasyonlarına da değinen Bahçeli, İsrail’in yayılmacı emellerini devam ettirmesi halinde Türkiye ile karşı karşıya gelmesinin ve temas hattının sıfıra inmesinin kaçınılmaz hale gelebileceğini de söyledi.

27 Kasım’da operasyonlarına başlayan HTŞ liderliğindeki muhalif gruplar, 12 gün gibi kısa bir sürede başkent Şam’a girerek 61 yıllık Baas rejimini sona erdirdi. Rejimin düşmesinin ardından Beşar Esad ve ailesi Rusya’ya kaçtı.

Suriye’de yaşanan gelişmelerin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yazılı bir açıklama yayınlayarak konuyla ilgili sessizliğini bozdu. Bahçeli “Baskıcı ve totaliter Esad rejiminin, zulüm ve zilletle iç içe geçen karanlık devri kapanmış, Baas ilkelliği geniş bir ittifakla tasfiye edilmiştir” ifadelerini kullandı.

İsrail’in 51 yıl sonra Suriye topraklarındaki ilerleyişine de değinen Bahçeli, açıklamasında “İsrail’in yayılmacı emellerini mütehakkim ve mütecaviz politikalarla devam ettirmesi halinde Türkiye’yle karşı karşıya gelmesi, temas hattının sıfıra inmesi kaçınılmaz hale gelebilecektir.” ifadelerine yer verdi.

“SURİYE HALKI ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞMUŞTUR”Bahçeli’nin yazılı açıklaması şu şekilde:

“2011 yılının Mart ayından itibaren derin ve denetimsiz çalkantılarla bocalayan, birbirine eklemlenerek büyüyüp genişleyen dev krizlerle boğulan Suriye’de 8 Aralık’tan geçerli olmak üzere bambaşka bir siyasi gerçeklik meydana gelmiştir.

Baştan ayağa çürüyen Esad rejimi bütün melanet ve musibetiyle nihayet çökmüştür. Nitekim baskıcı ve totaliter Esad rejiminin zulüm ve zilletle iç içe geçen karanlık devri kapanmış, Baas ilkelliği zora ve geniş bir ittifaka dayalı şekilde tasfiye edilmiştir.

Suriye halkı pas tutmuş esaret zincirlerini kırarak özgürlüğe kavuşmuş ve yeni bir döneme kucak açmıştır. Kanlı, kaotik, karmaşık ve uzun süreli istikrarsızlık yıllarının ardından Suriye’de yeşeren birlik ve dirlik iradesinin bölgesel barış ve istikrarın destekleyici unsurlarından birisi olarak sivrilmesi hiç kuşku yok ki samimi beklentimizdir.

Özellikle Türkiye’nin diyalog ve işbirliği telkinlerine sırt çeviren, halkıyla düşman kamplarda mevzilenip ihtilafa düşen zalim Esad’ın ülkeden kaçışıyla birlikte tarih sahnesine çıkan yeni Suriye’nin demokrasiye geçiş süreci inanıyorum ki hızlanacaktır.

“MUHALİFLERİN YÖNETİMİ DEVRALMASIYLA SURİYE’DE BAHAR HAVASI DOĞMUŞTUR”

Muhalif grupların yönetimi devralmasıyla Suriye’de ihtiyatlı ve zamanla daha da somutlaşacak bir bahar havası doğmuştur. Üç ay süreyle görev yapacak geçiş hükümetinin şu ana kadar verdiği mesajlar, yaptığı açıklamalar, gösterdiği olgun yaklaşımlar sevindirici olduğu kadar ülkede yaşayan her kesim için makul, dengeli, dengeleyici ve rahatlatıcıdır.

Bu kapsamda dost ve kardeş Suriye halkının memnuniyeti, yeni yönetimi sahiplenmesi ayrıca şayan-ı dikkatimizi celp etmektedir. Türkiye 13 yıllık Suriye krizinde doğru yerde durmuş, esasen komşuluk hukukunun ahlak ve ilkelerini titizlikle savunmuş, bununla da kalmayıp her zaman bağlı kalmıştır.

Masum insanları katleden, bu minvalde en acımasız işkence metotlarını kullanan, milyonlarca Suriyeli’yi yurdundan ve yuvasından koparan Esad’ın akıl, şuur, vicdan ve basiret kaybı Türkiye’ye ters bakışına yol açmış, elbette makus sonunu hazırlamıştır. Suriye’de vasat bulan yeni normalin geçmişten ders çıkarması huzur ve sükûnetle perçinlenmiş bir gelecek için kaçınılmaz gerekliliktir.

“İSRAİL’İN SURİYE TOPRAKLARINDA HAK İDDİASINDA BULUNMASI ALÇAK BİR FIRSATÇILIKTIR”

Diğer yandan Siyonist barbarlığın Suriye topraklarında yayılma politikası kabul edilemez bir istila girişimidir. İsrail’in, Golan Tepelerinde tesis edilen tampon bölge sınırını aşarak Şam’a doğru ilerleyiş kaydetmesi, farklı zamanlarda hava saldırıları düzenleyerek güç gösteri yapması, ısrarla ve sistematik ölçekte nüfuz alanları oluşturarak Suriye topraklarında hak iddiasında bulunması alçak bir fırsatçılıktır.

Türkiye Suriye halkının yanındadır. Bu meşru ve dostane tutum hiç değişmeyecektir. Aynı fırsatçılığa bölücü terör örgütünün de teşne olması sonuçsuz kalmaya mahkumdur. İsrail’in sabır ve sinir eşiklerini tahrip ve taciz eden müdahalelerine karşı direniş hattı kurulmalıdır. Suriye, Suriyelilerindir; Türkiye’de misafir olan geçici koruma statüsündeki kardeşlerimizin geri dönüşleri ise başlamıştır. Bu ülkenin siyasi ve toprak birliği tartışmaya kapalı bir konudur. Aynı zamanda Türkiye için kırmızı çizgidir.

İsrail’in yayılmacı emellerini mütehakkim ve mütecaviz politikalarla devam ettirmesi halinde Türkiye’yle karşı karşıya gelmesi, temas hattının sıfıra inmesi kaçınılmaz hale gelebilecektir. Şam’a göz dikenlerin Tel Aviv ile Kudüs’te sıkışıp bozgunla yüzleşme ihtimali yabana atılmamalıdır. Suriye’de barış, huzur ve kardeşlik ikliminin filizlenmesine tahammül edemeyen mihrakların sürekli savaş ve çatışma ortamı için ikmal yapmasına, tehlikeli senaryoları devreye sokma arayışlarına Türkiye’nin yanında ümit ederim ki, bölge halkları da müsaade etmeyecektir.

Doğal Kilo Verme
Sevgili Çift Kombinleri
Moda Kıyafet Modelleri
Tesettür Abiyeler
İğne Oyası Modelleri