Mesleği ve hayatını şekillendiren tutkularıyla ilginç bir yaşam öyküsüne sahip olan ve emekli olunca İzmir’e yerleşen Kaşıkçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun olduktan bir süre öğretmenlik yaptığını, bu sırada kendisini kelebekler konusunda geliştirdiğini, Fransa’nın Orleans kentindeki Parc Florale De La Source’dan gelen kelebek müzesi kurma teklifi üzerine bu ülkeye gittiğini söyledi.
Gök taşı tutkusunun 6 yaşında başladığını, İzmir’in Beydağ ilçesinde tarlalarından eve dönerken gökyüzünde bir parıltı görmesiyle hayatının değiştiğini ifade eden Kaşıkçı, Türkiye’de çok fazla bilinmeyen “gök taşı avcılığı” konusunda kendisini geliştirdiğini, dünyanın önde gelen uzmanlarıyla çöllerde ve kutuplarda “gök taşı avı”na çıktığını belirtti.
İnternet üzerinden gök taşı ticareti
İnternet üzerinde canlı bir gök taşı pazarının olduğunu, özellikle koleksiyonerler ve üniversitelerin alıcı olduğu bu piyasada ender görülen taşların milyon dolarlar üzerinden satılabildiğini dile getiren Kaşıkçı, kendisinin bu işi manevi kazançlar sağlamak için yaptığını ifade etti.
152 kilogramlık gök taşı
Son 5 yıl içinde Fethiye ve Didim’e iki gök taşı düştüğünü, ikisinin de Fransa’da analizlerini yaptırdığını anlatan Kaşıkçı, birkaç yıl önce Türkiye’den gelen bir gök taşı haberi üzerine hemen Konya’nın Yunak ilçesine gittiğini belirtti.
Cemil Günay isimli bir çiftçinin 5 yıl önce tarlasını sürerken pulluğun bir taşa takılması sonrası bulduğu garip taşı, evinin önüne koyduğunu, 2 yıl önce Rusya’ya düşen gök taşıyla ilgili haberleri izlerken aklına bu taşın da gök taşı olabileceğinin geldiğini anlatan Kaşıkçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cemil Günay, oğlundan internette gök taşlarıyla ilgili araştırma yapmasını istemiş. Bu yolla benimle irtibata geçtiler. Gönderdikleri fotoğraflara baktığım zaman bunun büyük bir gök taşı olduğunu anladım ve hemen uçağa atlayıp Konya’ya geldim. 152 kilogram ağırlığında, 60x40x10 santimetre boyutlarındaki bu gök taşından numune alarak Fransa’daki Doğa Tarihi Müzesi Meteorit Araştırma Laboratuvarı’na gönderdim. Çıkan raporda gök taşının ender görülen demirli meteorit olduğu saptandı. Bugüne kadar bulunan aynı tipte gök taşı sayısı 110 civarındadır. Ülke genelinde tespit edilen bu tip gök taşlarını bir araya getiren bir müze oluşturmayı düşünüyorum. Böyle bir müze oluşumu söz konusu olursa Fransa’da bulunan kendi koleksiyonumu da getirebilirim. Türkiye bu konuda çok bakir bir ülke ve konu çok fazla bilinmiyor. Kurulacak bir gök taşı müzesi, çocuk ve gençlerin uzaya olan ilgi ve tutkularını tetikleyebilir, bu konuda araştırma yapmaya hevesli insanları teşvik edebilir.”
Kaşıkçı, 64 yaşında olduğunu ve önünde kelebekler ve gök taşlarıyla ilgili çok sayıda proje olduğunu, Türkiye’de bu alanlarda somut eserler bırakmak için çaba göstereceğini sözlerine ekledi.